Nasrettin Hoca Şenliği Afişi

02 Tem 2009


Bu yıl 50.’si düzenlenecek olan Nasreddin Hoca Şenliklerinde kullanılacak afiş belirlendi.

Ünlü Türk Karikatürist Gökçen Eke nin yaptığı afişde Nasreddin Hoca nın kavuğunun içinde balıklar bulunan göl teması bulunuyor. Nasreddin Hoca Şenlikleri’ne az bir zaman kala şenlikle ilgili çalışmalar son sürat devam ederken, bu yılki şenliklerin afişi’de vatandaşlara tanıtıldı.

Nasrettin Hoca Fıkraları – Saygısızlığı Sevmem Fıkrası

28 May 2009
Nasrettin Hoca Fıkraları – Saygısızlığı Sevmem Fıkrası


Nasreddin Hoca
camide vaazını bitirip evine dönmek üzere eşeğine binmiş. Bir ara bakmış ki cemaatin bir bölümü arkasından geliyor, hemen eşekten inip ters binmiş. Cemaatten kimileri nedenini merak edip sorunca Nasreddin Hoca şu yanıtı vermiş;

-Siz önden gitseniz bana arkanızı dönmüş olursunuz ki hiç yakışık almaz. Yok, ben önden gitsem, bu kez de ben size arkamı dönmüş olacağım ki bu da ayıp olur. Oysa gördüğünüz gibi eşeğe ters binince ben önden siz arkadan gitmiş oluyorsunuz. Böylece yüz yüze oluyoruz. Ben, bana saygısızlık yapılmasını da, saygısızlık yapmayı da hiç sevmem…!

Nasrettin Hoca Fıkraları – Çıkarın Bakalım Paraları

26 May 2009
Nasrettin Hoca Fıkraları – Çıkarın Bakalım Paraları

Nasreddin Hoca bir ara lokanta işletir. Bir gün lokantaya bilgin kılıklı iki adam gelir. Masalardan birine oturup gönüllerince yiyip içerler. Sıra 3 akçelik hesabı ödemeye gelince:

-Hoca efendi, siz de bilirsiniz ki, insan denilen mahluk ölür, ama ruhu daima yaşar. Okumuş yazmış bir adam olarak, malumunuz ki, ruh ölmeyip vücuttan vücuda geçer. Buna göre bizim ruhumuz bin iki yüz sene sonra tekrar dünyaya gelecektir. Yiyip içteklerimizin borcunu o zaman öderiz. Anlaştık mı, derler.

Nasrettin Hoca istifini bozmadan karşılık verir:
-Tabi bilmez miyim, öyledir muhakkak. O zaman bin iki yüz sene sonra ödersiniz borcunuzu.

Adamlar Nasreddin Hoca yı kandırdıklarını zannederler. Tam dükkandan çıkacakları vakit Hoca adamların yakasına yapışır ve:
-Efendiler sizin bana on akçe borcunuz var, der.

Adamlar şaşkınlıkla:
-Hocam bin iki yüz sene sonra ödeyeceğiz dedik ya, deyince, Hoca adamların ahmaklıklarını yüzüne vururcasına:

-Yahu siz ne kadar unutkan adamlarsınız! Siz üç yüz sene evvel yine buraya gelmiş, yiyip içmiş aynı sözleri söylemiştiniz. İşte üç yüz sene geçti ve borcunuzu ödeme zamanı geldi. Şimdi çıkarın bakalım paraları, der ve adamlardan 10 akçesini alır..

İngilizce Nasreddin Hoca Fıkraları

23 May 2009
Nasreddin Hodja – Earth’s Balance

They asked Hodja,
“Sir,in the morning some people go this way and some go the opposite way. Why?”

Hodja answered,
“If they went in the same direction, the Earth would loose its balance and toople.”

Narettin Hoca Fıkraları – Dünyanın Dengesi

Hoca’ya sorarlar
“Hocam, neden insanlar her sabah farklı farklı yönlere gidiyorlar?”

Hoca, cevap verir:
“Eğer aynı yöne giderlerse, dünyanın dengesi bozulur da ondan.”

Nasrettin Hoca Ormanlar Kralı Fıkrası

20 May 2009
Nasrettin Hoca Ormanlar Kralı Fıkrası

Nasrettin Hoca ormana odun yapmaya girmiş. Ormanlar kralı aslan ile karşı karşıya gelmiş.

Aslan Hoca’ya:

-Hey, buraların kralı benim, benden izinsiz giremezsin ormana. Benden izin almadan ormanıma girdiğin için, ikimiz dövüşeceğiz. Kim kazanırsa ormanların kralı o olacak, demiş.

Nasrettin Hoca korkmuş korkmasına ama mecburen de kabul etmiş aslanın teklifini.
-Ama, demiş. Senin pençelerin var benim ise hiç bir silahım yok. Bu durumda, haksızlık olmaması için ben bi koşu köye gidip kendime bir sopa alıp geleceğim.

Aslan düşünmüş ve Hoca’ya hak vermiş.
-Peki hemen git ve sopanı al gel, demiş.

Hoca:
-Hımm ben gidince sen de hemen kaçacaksın ve benimle dövüşmeden kendini kral ilan edeceksin tabi. Bu nedenle seni şu ağaca bağlayalım. Bu şekilde ikimize de haksızlık olmamış olur, demiş.

Aslan bi kendine bakmış, bir Hoca ya bakmış. Kendi kendine ben kesin bu Hoca yı yenerim, bu şartını da kabul edeyim, demiş. Hoca, aslanı ağaca sıkıca bağlamış, sonra yerden aldığı sopayla başlamış aslanı sopalamaya. Aslan acıya dayanamamış ve en sonunda pes etmiş.

Hoca:
-Bundan sonra boyuna posuna bakıpta her gördüğüne bulaşma, bu da sana ders olsun…

Fıkralar – Nasreddin Hoca

18 May 2009
Fıkralar – Nasreddin Hoca

Nasreddin Hoca çarşamba pazarında gezintiye çıkmış. Dolaşırken birden ensesinde bir tokat hissetmiş ve kendini yerde bulmuş. Hemen kalkmış arkasına bakmış, bide ne görsün iri yarı bir adam.
Nasreddin Hoca:
-Bana sen mi vurdun?

Adam:
-Evet ben vurdum..

Nasreddin Hoca:
-Şakamı yaptın yoksa gerçekmi vurdun?

Adam:
-Gerçek vurdum ne olacak..?

Nasreddin Hoca:
-Haa… iyi öyleyse, ben şakadan hiç hoşlanmam da..!

Nasrettin Hoca Kimdir ?

16 May 2009

Nasrettin Hocanın Hayatı

Nasrettin Hoca Sivrihisar’ın Hortu yöresinde doğdu, Akşehir’de öldü. Babası Hortu köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun’dur. Önce Sivrihisar’da medrese öğrenimi gördü. Babasının ölümü üzerine Hortu’ya dönerek köy imamı oldu. 1237’de Akşehir’e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim’in derslerini dinledi.

İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır. Nasrettin Hocanın Hayatı

Nasreddin Hocanın Fıkraları – Horoz Fıkrası

14 May 2009
Nasreddin Hocanın Fıkraları – Horoz Fıkrası

Bir gün Nasreddin Hoca tavuklarını kafese doldurup pazara götürecek olmuş. Tıklım tıklım tavukla dolu olan kafesi aldığı gibi yola koyulmuş.

Yarı yolda durup kafesin içine bir göz atmış: Zavallı hayvancıklar” demiş. “Bu sıcakta böyle sıkış tıkış durmaktan patlıyacaklar. Bari çıkarayım da, pazara kadar peşimden yürüsünler…” demiş

Böyle demiş ve kafesin kapısını açıvermiş. Tavuklar bir anda dışarı fırlamış ve dört bir yana yayılmışlar. Nasreddin Hoca’nın canı çok sıkılmış bu işe. Hemen eline bir sopa alıp başlamış horozu kovalamaya:

-Seni namussuz seni! Gece yarısı sabah olduğunu bilirsin de güpegündüz pazarın yolunu niye bilmezsin..?

Nasreddin Hoca’s Jokes – Jokes of the Rooster

One day, Nasreddin Hoca chicken will take to the market was to fill their cages. The cage was full to overflowing with chicken that has been set forth, such as.

Half way into the cage to stop and have a look at: the poor animals “said.” This is hot stuff like that compression will kill to stop. Bari let out, the market would run up behind me … “said

And the cage door open so said. Chickens at a time and throwing out the four were spread apart. Nasreddin Hoca’s bored in this business can too. Take a stick and began immediately in the hands of the chasing rooster:

-You rascal, you! At midnight, the morning you know that the path to the broad daylight of the market do not know why ..?

Nasreddin Hoca – Muhabbet Kuşu Fıkrası

12 May 2009
Fıkralar

Nasrettin Hoca, pazarda bir adamın başına toplanan kalabalıga yaklaşır. Satıcı elindeki muhabbet kuşunu satmaya çalşmakta ve fiyatı ise cok yuksek 50 Akce, yan taraftaki tavuklar ise 5 Akçe. Hoca fiyattaki bu aşırı farka kızar ve:

-Hemşerim bu nasil kuş 50 Akce istersin?

-Hoca efendi bu bildigin kuş değildir bunun özelliği var.

-Neymiş özelliği?

-Hocam bu kuşa muhabbet kuşu derler ve konuşur.

Hoca aniden hemen eve kosar, kumesten hindisini kaptiği gibi pazara döner. Biraz önceki satıcı adamin yanina durur ve yuksek sesle;

-Bu gordugunuz kus sadece 100 Akceye, gel, gelll!

Herkesten cok muhabbet kuşu satan şaşar bu ise ve sorar.

-Hocam 100 Akce cok degil mi bir hindi icin?

-Sen 50 ye satiyorsun ama

-Dedim ya hocam benim kus konusur ama

-Oyleyse, benimki de dusunur!

Fıkralar – Nasreddin Hoca Fıkraları

11 May 2009
Fıkralar – Nasreddin Hoca Fıkraları

Nasreddin Hoca’nın zamaninda, silah tasima yasaği ilan edilmis. Bunun üzerine Nasrettin Hoca da bir kiliç kusanip, sokağa çikmis. Bu isin kontrolü ile vazifeli zabıtalar, Hoca’yı bu sekilde görünce yanina yaklasip:

— “Hoca, neden böyle kiliçla dolasiyorsun?”

diye sormuslar. Hoca:

— “Bu kiliç, kütüphanede, kitaplardaki yazi hatalarini düzeltmeye yarar”

cevabini verince, memur alayli alayli:

— “O isi küçük bir çaki da görür Hocam, bu kılıç biraz büyük değil mi?”

demis. Bunun üzerine Nasrettin Hoca:

— “Efendi efendi!” sen ne diyorsun, bazan öyle büyük hatalar oluyor ki, bu bile küçük geliyor”

cevabini vermistir.

Tabii ki Nasreddin Hoca böyle söylemekle, ilmin ve ilim ehlinin önemini dile getirip, eğer ilim ehli doğruyu öğrenmez ve öğretmezse, cemiyetin karisacağini, hatta bu sebeple savas bile çikacağini bildirmistir.